Level: Elementary
USED TO
Affirmative (Olumlu)
NOW (ŞİMDİ) |
PAST (GEÇMİŞ) |
I drink coffee. (Kahve içerim.) |
I used to drink milk. (Süt içerdim.) |
We play smartphone games. (Akıllı telefon oyunları
oynuyoruz.) |
We used to play snake. (Yılan
oynardık.) |
Hande Yener gives many concerts. (Hande Yener birçok
konser verir.) |
She used to work in a store. (O bir mağazada
çalışırdı.) |
Negative (Olumsuz)
Burada dikkat çekilmesi gereken nokta 'didn't use to' kalıbında 'did' halihazırda 'do' yardımcı fiilinin geçmiş zaman çekimi olduğu için diğer fiilin ikinci halinin kullanılmamasıdır yani yalın halde 'use to' olarak görülür.
NOW (ŞİMDİ) |
PAST (GEÇMİŞ) |
I watch YouTube videos. (YouTube videoları izlerim.) |
I didn’t use to watch
YouTube videos. (YouTube videoları izlemezdim.) |
I never used to watch
YouTube videos. (Asla YouTube videoları izlemezdim.) |
|
I like Şırdan. (Şırdanı severim.) |
I didn’t use to like Şırdan. (Şırdanı sevmezdim.) |
Question (Soru)
NOW (ŞİMDİ) |
PAST (GEÇMİŞ) |
Do you study English? (İngilizce çalışır mısın?) |
Did you use to study English? (İngilizce çalışır
mıydın?) |
Do you wash your clothes by hand? (Kıyafetlerini elinde
mi yıkarsın?) |
Did you use to wash your clothes by hand? (Kıyafetlerini elinde mi yıkardın?) |
Dikkat:
'Used to' cümleye 'eskiden şöyleydim/böyleydim' anlamı da kattığı için 'I was a student. (ben bir öğrenciydim)' cümlesini 'used to' ile kurmak da mümkündür. Bu Türkçede karşılığı olmayan bir ayrımdır ve 'I used to be a student.' şeklinde yapılır. Dikkat edildiği üzere 'was', 'be' fiilinin çekimli hali olduğu için ve 'used to' kalıbı da takip eden fiili yalın halde istediği için 'be' şekline geri çevrilmiştir.
Aşağıdaki örnekte de benzer bir kullanım söz konusudur.
- I had a black car. (Siyah bir arabam vardı.)
- I used to have a black car. (Siyah bir arabam vardı.)
☆
'Used to' yerine 'would' da kullanılabilir ve aynı anlam neredeyse aynıdır ancak durum bildiren fiillerle 'would' kullanılmaz.
- I used to / would run every day. (Her gün koşardım.)
- I used to be very handsome. (Çok yakışıklıydım.)